Sosyal medyanın ve teknolojinin gelişimiyle birlikte sesli içerikler gitgide yaygınlaşıyor. Bu durum, insanların aklında bazı soruların doğmasına yol açıyor. “Madem her şeyi dinleyebiliyoruz, kitap okumaya hâlâ neden ihtiyaç duyuyoruz?” gibi sorular, bireyleri okuma ve dinleme alışkanlıkları hakkında düşünmeye itiyor. Dil bilimcilerin bulgularına göre, okuma ve dinleme işlemleri beynimizi farklı şekillerde çalıştırıyor ve bu iki yöntem birbirinin yerine geçemiyor.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Beyin Okurken ve Dinlerken Farklı İşliyor
The Conversation’da yayımlanan bir makaleye göre, beynimiz dili hem okurken hem de dinlerken benzer şekillerde anlamlandırıyor, ancak bilgiyi işleme biçimi değişiyor. Örneğin:
- Okurken: Beyin, harfleri tanıyor, onları seslere çeviriyor ve anlamlarını birbiriyle bağlıyor. Bu süreçte; noktalama işaretleri, paragraflar ve kalın yazılar gibi görsel ipuçları, metni daha rahat kavramayı sağlıyor. Ayrıca, okuma hızını kendimiz belirleyebilmemiz, zorlayıcı kısımları tekrar inceleme, altını çizme veya not alma imkânı sunuyor.
- Dinlerken: Beyin, konuşmacının hızına ayak uydurmak zorunda kalıyor. Kelimeler akıp gittiğinde, duyulanları bellekte tutmak ve kelimeler arasındaki sınırları hızla belirlemek gerekiyor. Ses tonu, vurgu ve konuşmacının kimliği gibi ek bilgiler de işlenerek anlam çıkarma süreci başlıyor.
Dinlemek Her Zaman Daha Kolay Değil
Birçok kişi için dinlemek, doğal bir süreçmiş gibi görünse de, özellikle karmaşık veya teknik konular söz konusu olduğunda dinlemek okumaktan zor hale gelebiliyor. Kurgusal metinlerde, okuma ve dinleme arasındaki fark çok az hissedilebilirken, bilimsel makaleler ve bilgi verici içerikler okuma ile daha kolay öğreniliyor. Bunun nedeni, okumanın, anlamakta zorlandığımız bölümlere geri dönme ve yeniden odaklanma imkânı sunmasıdır.
Dinlemede ise geri sarma işlemi akışın bozulmasına neden olabiliyor. Öte yandan, disleksi gibi okuma güçlükleri yaşayan bireyler için dinleme, öğrenme sürecinde daha etkili bir yöntem olabiliyor.
Dikkat Dağınıklığı Dinlemeyi Zorlaştırıyor
Araştırmalar, insanların genellikle dinlerken başka bir işle meşgul olduklarını gösteriyor. Örneğin, spor yaparken veya yemek hazırlarken podcast dinlemek, sıkça karşılaşılan bir durum. Yapılan bir deneyde, bir metni okuyan öğrencilerin, aynı metni dinleyen öğrencilere kıyasla sınavlarda daha başarılı olduğu gözlemlenmiştir. Bu farkın, dinleyen öğrencilerin dikkatinin dağılmasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Sonuç: İki Yöntem Birbirini Tamamlıyor
Okuma ve dinleme, benzer bir amaca hizmet etmesine rağmen, beynin farklı bölgelerini çalıştırıyor ve birbirinin yerini tam anlamıyla dolduramıyor. Uzmanlar, bilgiyi en iyi şekilde öğrenmek için her iki yöntemin de belirli amaçlarla kullanılması gerektiğini vurguluyor. Karmaşık bilgileri öğrenmek için okumak, hikâye ve sohbet gibi içerikler arasında ise dinlemenin daha verimli olabileceği ifade ediliyor.