Alman Meclisi (Bundestag) Federal Polis Sorumlusu Uli Grötsch, Almanya’nın güvenliği ve birlikte yaşamı için çok önemli bir uyarıda bulundu. Grötsch, yaptığı açıklamada, aşırı sağcılığın hala ülkenin en büyük güvenlik tehdidi olduğunu belirtti.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Bavyera eyaletinde uzun süre polis olarak görev yapan Grötsch, 2013 yılında Sosyal Demokrat Partiden milletvekili olarak seçildi. Daha sonra, 2017 ve 2021’de yapılan genel seçimlerde de milletvekili olarak Federal Meclis’te yer aldı. Aynı zamanda, 2014 yılında istihbarat teşkilatlarının faaliyetlerinden sorumlu Federal Meclis Parlamento Kontrol Komitesinin (PKGr) üyesi olarak da görev yaptı.
Grötsch’ün siyaset hayatında bir başka önemli noktası, 2015’te kurulan 3. Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) Araştırma Komisyonu’nda yer almasıdır. Bu komisyon, aşırı sağcı terör grubu NSU’nun faaliyetlerini ve bu faaliyetlerden doğan sorunları ele almıştır. Mart 2024’te Bundestag’da Federal Polis Sorumlusu olarak göreve başlayan Grötsch, kapsamındaki üç temel yapılanmaya liderlik ediyor: Federal Polis Teşkilatı, Federal Kriminal Dairesi ve Federal Meclis’te görevli polisler.
Grötsch, açıklamalarında, kendisiyle sorumlu olduğu üç polis teşkilatında aşırı sağcılıkla ilgili yapısal bir sorun bulunmadığını vurguladı. Bu üç teşkilatın, özgürlükçü, demokratik ve temel düzen içinde hareket ettiğini belirten Grötsch, insanların Almanya’da polise olan güveninin başlıca göstergelerinden birinin, yeni göç edenlerin polise duyduğu güven olduğunu ifade etti. “Almanya’ya göç edenlerin yüzde 80’inden fazlası, buraya geldiklerinde polis makamlarına güven duyuyor ve ‘Almanya’da polise güvenebilirsin’ diyor. Ancak polisle ilgili ayrımcılık tecrübesi yaşadıklarında güven oranı, yüzde 20’nin altına düşüyor,” şeklinde konuştu.
Grötsch, ayrıca Almanya’nın farklı bölgelerinde polis çalışmalarının ayrımcılıktan uzak olmasının kritik önem taşıdığını kaydetti ve sorumluluk alanındaki birimlerde bu ilkenin korunduğunu belirtti. Eğitim programlarının, polisin ayrımcı davranış ve uygulamalara karşı duyarlılığını artırması gerektiğini ifade eden Grötsch, bu konunun kendisinin görevleri arasında yer aldığını vurguladı.
Alman polisinin, ülke genelinde artan nefret suçlarına karşı yeterli bir şekilde donatılıp donatılmadığına ilişkin sorulara yanıt veren Grötsch, “Federal Kriminal Dairesi, büyük ölçüde sağdan gelen ve göçmen halk gruplarına yönelik olan internet üzerindeki nefret suçlarına karşı oldukça iyi bir konumda,” dedi. Bu bağlamda, bir ekibin oluşturulduğunu da belirtti. Bunun yanı sıra, polis teşkilatının aşırı sağcılık gibi toplumsal bir tehdidi ciddiyetle ele aldığını ve buna karşı tedbirler aldığını ifade etti.
Grötsch, sorunlarına değindikten sonra, Almanya’daki güvenlik güçlerinin özgürlükçü demokratik düzenin temel yapı taşları olarak hareket ettiğini ve ülkenin barışçıl bir yaşam sürmesi için garanti sunduğunu savundu. Ayrıca, nereden gelmiş olurlarsa olsun, insanların polise güvenebilmesinin önemini yineledi.
Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk kökenli olmak üzere 10 kişiyi hedef alan aşırı sağcı NSU terör örgütü bağlamında, güvenlik birimlerinin nasıl bir yol izlediği ve bu süreçten ne kadar ders çıkarıldığı sorusuna ise, “Tüm eyaletlerdeki durumu genel olarak değerlendiremeyeceğim için bu soruya kesin bir yanıt veremem,” şeklinde karşılık verdi. Ancak, memurların hem kendilerinden hem de yaptıkları işten beklentilerinin yüksek olduğunu gözlemlediğini sözlerine ekledi.
Aşırı Sağcılığın Önlenmesi ve Polisin Reform İhtiyacı
Polis teşkilatlarında daha fazla göçmen kökenli bireylerin çalışmasının önemli bir konu olduğunu ifade eden Grötsch, bu durumun, Federal Meclis’in ilk NSU Araştırma Komisyonu tarafından belirtilen 47 eylem önerisinden biri olduğunu belirtti. “Polis ve tüm güvenlik birimlerinin daha çeşitli bir yapıya bürünmesi, toplumun yapısını yansıtması gerekmektedir” diyerek, bu konunun hem toplum hem de devlet için kritik olduğuna vurgu yaptı.
Grötsch, Almanya’daki polis teşkilatlarında görev yapan kişilerin, 50 yıl öncesine göre çok daha çeşitli hale geldiğini belirtti. “Bu durum, Almanya genelinde eşit şekilde geçerli değil. Örneğin, Berlin Emniyeti, kendi geldiğim Oberpfalz’daki teşkilata göre daha yüksek bir çeşitliliğe sahip. Burası hem nüfustaki göçmen oranı hem de doğal olarak teşkilattaki göçmen oranı açısından daha zengin. Bu olumlu bir gelişme ve umarım ileride diğer bölgelerde de daha belirgin hale gelir,” şeklinde devam etti.
Son olarak, gençleri Federal Polis Teşkilatı’na kazandırmak için yürütülen reklam çalışmaları hakkında da bilgi veren Grötsch, çeşitli etnik kökenlere, din ve ten rengine sahip bireylerin istihdam edilmesi yönünde olumlu bir yaklaşım sergilediklerini dile getirdi. “İlk sorumuz başörtüsü takıp takmadıkları veya hangi dine inandıkları değil; esas ilgimizi çeken, ‘Kimsin? Ne yapmak istiyorsun? Neden polis olmak istiyorsun?’ sorularıdır,” şeklinde konuştu.