Almanya’nın başkenti Berlin’de, uluslararası iş gücü ve eğitim fırsatlarına ilişkin dikkat çekici bir öneri gündeme geldi. Berlin-Brandenburg Türkiye Toplumu (TBB) Sözcüsü Ayşe Demir, çok sayıda göçmen kökenli ve yabancı isim taşıyan gençlerin, iş ve mesleki eğitim başvurularında karşılaştıkları ayrımcılığı önlemek amacıyla anonim başvuru sisteminin yaygınlaştırılması gerektiğini savundu. Bu önerinin arka planında, özellikle yabancı isimli adayların iş görüşmelerine davet edilme oranının düşüklüğü yatıyor.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Demir, bu durumu ortaya koyarak, “Yabancı isimli adaylar, mevcuttaki başvuru sisteminde ad ve fotoğraf gibi kimlik unsurlarının yer alması nedeniyle mülakatlara daha az davet ediliyor. Ancak ad ve fotoğraf içermeyen özgeçmişlerle yapılan başvurular, ayrımcılığı büyük ölçüde azaltabiliyor,” dedi. TBB olarak anonim başvuru yöntemini denediklerini belirten Demir, “Denemelerimizde çok iyi sonuçlar elde ettik. Fotoğraf ve isimkonulmadığında, gençlerin en azından mülakata çağrılma şansı yükseliyor,” ifadelerini kullandı.
Alman İsimli Başvurulara Daha Fazla İlgi
Demir’in çağrısı, Siegen Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen dikkat çekici bir araştırmanın ardından geldi. Araştırma, 2022-2025 yılları arasında, Federal İş Ajansı aracılığıyla staj ilanı veren şirketlere, farklı isimlerle toplamda 50 bin sahte başvuru yapıldı. Elde edilen sonuçlara göre, “Lukas Becker” adıyla yapılan başvurulara ortalama 67 yanıtlama alındığı görülürken, “Ivan Smirnov” için bu sayı 56, “Ariel Rubenstein” için 54, “Yusuf Kaya” için 52 ve “Habiba Mahmoud” ismi için sadece 36 yanıt geldi. Bu veriler, Alman isimli adayların çok daha fazla yanıt aldığı gerçeğini gözler önüne seriyor.
Ayrımcılığın Nedenleri
Siegen Üniversitesi araştırma ekibi, şirketlerin yabancı isimli adaylara yönelik ayrımcı tavırlarının altında yatan nedenleri sıraladı. Bunlar arasında dil engelleri, kültürel farklılıklar, oturum izni sorunları ve bürokratik yükler gibi engeller olduğu vurgulandı. Zira, işverenler yabancı kökenli adayların potansiyelin ancak bir kısmını değerlendirme cesaretini gösteremiyorlar.
Ön Yargılar ve Deneme Stajları
Ayşe Demir, göçmen kökenli gençler hakkında, “motivasyon düşüklüğü, güvensizlik ve dakiklik sorunları” gibi önyargıların da pay sahibi olduğunu belirtti. Bu ön yargıları kırabilmek için deneme stajlarının son derece etkili olabileceğini ifade etti. Demir, “Bir Müslüman gencin namaz kılması iş ortamını bozmuyor,” diyerek, bu tür ön yargıları aşmak için fırsatların verilmesi gerektiğini vurguladı.
Yasa Değişikliği Talebi
Demir, anonim başvuru sisteminin devlet tarafından teşvik edilmesi ve işverenlere mali destek sağlanması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, Eşit Muamele Yasası’nın güncellenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Mevcut yasa, devlet kurumlarındaki ayrımcılığı kapsamıyor ve bu durum caydırıcı değil,” dedi. Bu yasa değişikliği, yabancı isimli adayların iş dünyasında daha sık yer bulmasına imkan tanıyabilir.
Ayrımcılığa Maruz Kalanlara Destek
Mesleki eğitim arayışı içinde olan gençlere seslenen Demir, “Pes etmeyin!” çağrısında bulundu. Ayrıca, “Diplomasız iş hayatına atılmak Almanya’da çok zor. Başvurularınıza devam edin, sorun sizde değil sistemde,” şeklinde bir mesaj verdi. Ayrımcılığa uğrayan bireylere ise danışma merkezleri ve ayrımcılıkla mücadele ofislerine başvurarak destek alabileceklerini hatırlattı.
Almanya’nın bu konudaki duyarlılığı, iş gücü piyasasında daha eşitlikçi bir yaklaşım sergilemesine yön verebilir. Anonim başvuru gibi önerilerin uygulanabilirliği, yabancı gençlerin istihdamında önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.