Almanya, cinsiyet değişikliği beyanının yol açtığı tartışmalara sahne olmaya devam ediyor. 18 ay hapis cezası alan aşırı sağcı politikacı Sven Liebich, kesinleşen cezasının ardından ‘kadın’ olduğunu beyan ederek, kadın cezaevine gönderilmek için başvurdu. Ülkenin mevcut yasaları, yalnızca kişinin cinsiyet beyanına dayalı işlemleri dikkate alıyor, bu da Liebich gibi mahkumların cinsiyet kimliklerini istedikleri şekilde ifade etmelerine olanak tanıyor. Bu durum, Almanya’da büyük bir tartışma konusu haline geldi.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
‘Ben Artık Kadınım’
55 yaşındaki Sven Liebich, 2023 yılında aldığı mahkumiyet sonrası ‘kadın olduğunu’ ilan etti. Yeni kimliğiyle birlikte ismini Marla Svenja Liebich olarak değiştirdi. Adalet sistemine başvuruda bulunan Liebich, kadın kıyafetleri giymeye başladı ve Chemnitz Kadınlar Cezaevi’ne yerleştirilmek üzere gereken resmi adımları attı.
Cezaevi yönetimi, Liebich’in cinsiyetinin resmi kayıtlarda ‘kadın’ olarak göründüğünü belirterek, kendisi için bir yer tahsis etti. Ancak, Liebich henüz cezaevine teslim olmamış durumda. Bu nedenle, savcılık ek bir tutuklama emri çıkardığı duyuruldu.
Hukuki Boşluk Tartışması
Liebich’in bu süreçten yararlandığı yeni yasa, Kasım 2024’te yürürlüğe girdi ve cinsiyet ile isim değişikliğini yalnızca bireysel beyanlara dayalı olarak kolaylaştırdı. Ancak bu durum, yeni yasaların kötüye kullanıldığına dair eleştirileri beraberinde getirdi.
Almanya İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, yaşanan bu olayın “hukuki bir boşluğa” işaret ettiğini ifade ederek, yasaların yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Bununla birlikte, yasayı destekleyen Sosyal Demokrat Parti (SPD), bu talebe olumlu yanıt vermemekte.
Olayın ardından, Almanya’daki yargı sistemi, ceza infaz uygulamaları ve cinsiyet beyanı yasası üzerine geniş bir tartışma başlatıldı. Bu durum, ülke genelinde cinsiyet kimliği anlayışının ve mahkûmiyet sonrası hakların yeniden değerlendirilmesine neden olabilir. Uzmanlar, bu durumun toplumda yarattığı etki ve hukuki sonuçlar hakkında endişelerini dile getiriyor.
Bu çerçevede, Liebich’in durumu sadece bireysel bir olay olmaktan çıkmış olup, Almanya’da cinsiyet kimliği konusunda hâlâ pek çok belirsizliği barındıran bir tartışmanın parçası haline dönüşmüş durumda.
Kaynak: Deutschlandfunk